
4 Mart 2015 Çarşamba
3 Mart 2015 Salı
Türkiye edebiyatının çınarı Yaşar Kemal bugün son yolculuğuna uğurlanıyor.

1,5 aydır tedavi gördüğü Çapa’daki İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde önceki gün 92 yaşında vefat eden yazar, bugün Teşvikiye Camisi’nde öğlen kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Köyünden toprak
Yaşar Kemal’in, 1923 yılında dünyaya geldiği zaman Adana’nın, şimdi Osmaniye’nin ilçesi olan Kadirli’nin Gökçedam köyünün sakinleri de hemşerilerini kaybetmenin acısını yaşıyor. Yaşar Kemal için Gökçedam Köyü Camisi’nde sela verildi. Bugün Teşvikiye Camisi’nde cenaze namazı kılınırken, hemşerileri de aynı anda onun için saf tutup gıyabi cenaze namazı kılacak. Yaşar Kemal Çukurova Kültür Derneği Başkanı Mehmet Özer, Yaşar Kemal’in köylerinde defnedilmesini istediklerini, ancak vasiyetinin olduğunu öğrendiklerini belirterek, şunları söyledi: “Yaşar Kemal bu topraklara gelemedi. Biz de kendisinin doğup büyüdüğü bahçeden aldığımız toprakla yola çıkıyoruz. Bu toprağı mezarına serpeceğiz. Bu topraklarla beraber Yaşar Kemal’in mezarında çayır çimen yeşerecek, kendisi yeşerecek, ruhu şad olacak.”
28 Şubat 2015 Cumartesi
Karagül
KARAGÜL

Kara gül nedir? Nerede yetişir?
Gül birçok rengiyle bilinir!.. Her rengi de ayrı güzeldir!.. En çok bilinenleri kırmızı ve pembe güldür!..Peki, hiç kara gül gördünüz mü?
Genellikle gonca halindeyken siyah renkte olan, açtıktan sonra rengi koyu kırmızıya dönüşen kara gül, Türkiye’de sadece Şanlıurfa Halfeti’de yetişiyor. Fırat’ın suyu ve yörenin toprağı dışında rengini koruyamayan kara gül, aynı bölgede bazen açtıktan sonra da siyah kalabiliyor.
Kara gül mucizesi!

Yapılan bir araştırmaya göre yarı katmerli ve kokulu olan bu nadide çiçeğin 1827-1893 yılları arasında Fransa’da yaşamış ünlü gül yetiştiricilerinden J. B. A. Guillot tarafından 1859 yılında Lyon’da üretilen “14. Louis” türü olduğu tespit edildi. Ama bu topraklara ne zaman, nasıl geldiği hala bilinmiyor.
Anadolu topraklarının zenginliğine iyi bir örnek olan bu nadide çiçek, şimdilerde bölge halkının bahçelerinde siyahın asaletini sürdürüyor…
27 Şubat 2015 Cuma
halfeti
HALFETİ
Halfeti Şanlıurfa ilinin bir ilçesidir. M.Ö.855 yılında Asur kralı III. Salmanassar tarafından zapt edildiği zaman Şitamrat adını taşıyordu. Yunanlılar bunu değiştirerek Urima adını vermişlerdir. Süryaniler ise Kal’a Rhomeyta ve Hesna the Romaye adlarını kullanmışlardır. Şehir Arapların eline geçtikten sonra Kal’at-ül Rum adı takılmıştır. II. yüzyılda Bizanslıların eline geçince bu kez Romaion Koyla adını almıştır.
1280 yılında Beysari
komutasındaki Memluk ordusu tarafından kuşatılmış, sonuç alınamayınca şehirdeki
Hıristiyan mahalleleri beş gün süreyle yağmalandı. 1290 yılında bu kez Memluk
Sultanı Eşref tarafından feth edildi. Ve son kez Memlükler tarafından tamir
edilen şehre Kal’at-ül Müslimin adı verildi. Yavuz Sultan Selim zamanında
Osmanlılara geçen şehir, zamanımızda da kullanılan Urumgala ve Rum kale
adlarını alarak 1954 yılında ilçe haline getirilmiştir.
Şu anda eskİ Halfeti denen, bir kısmı sular altında kalmış bölge ,yavaş yavaş turistik bir bölgeye dönüşüyor.
Halfeti’nin eski bir tarihe sahip olduğu bilinmekle birlikte Romalılar öncesine
ait bilgiler yetersizdir. Ancak yakınındaki yerleşim yerleri ile aynı tarihe
sahip olduğu sanılmaktadır.
Buna göre yöre, MÖ.2000’lerde Hititlerin ve Asurluların
hakimiyetine giren yöre MÖ.612’de Babillerin sınırları içerisinde kalmıştır.
Daha sonra Medler ve Persler yöreye egemen olmuş, Büyük İskender’in MÖ.332’de
Anadolu’daki Pers hakimiyetine son vermesinden sonra Urfa yöresi ile birlikte
Birecik de Makedonya Krallığının egemenliği altına girmiştir. Büyük İskender’in
ölümünden sonra Seleukoslar yöreye hakim olmuş, bunu Osrhoene Krallığı
izlemiştir.
Halfeti’nin bilinen ilk tarihi Romalılar tarafından Ekamia adı ile kurulduğudur. Roma’nın 395’te ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma (Bizans) sınırları içerisinde kalmış, Bizanslılar ile Sasaniler arasında sık sık el değiştirmiştir. Bizanslılar döneminde Romaion Koyla adı ile anılmıştır. Yöre MS.640 yılında Arap istilasına uğramış, 661 yılında Emevilerin, 750’de Abbasilerin hakimiyeti altına girmiştir.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Selçuklular buraya kadar uzanmıştır (1087). Daha sonra Eyyubiler ve Selçuklular arasında zaman zaman el değiştirmiştir. Moğol istilasına uğrayan yöre, 1280 yılında Beysari komutasındaki Memluk ordusu Halfeti’yi kuşatmış, ele geçirememiş ancak yağmalamıştır. 1290 yılında Eşref komutasındaki Mısır ordusu Halfeti’yi yeniden ele geçirmiş ve Kal’at-ül Müslimin adını verilmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi (1517) sırasında Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Halfeti’nin bilinen ilk tarihi Romalılar tarafından Ekamia adı ile kurulduğudur. Roma’nın 395’te ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma (Bizans) sınırları içerisinde kalmış, Bizanslılar ile Sasaniler arasında sık sık el değiştirmiştir. Bizanslılar döneminde Romaion Koyla adı ile anılmıştır. Yöre MS.640 yılında Arap istilasına uğramış, 661 yılında Emevilerin, 750’de Abbasilerin hakimiyeti altına girmiştir.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Selçuklular buraya kadar uzanmıştır (1087). Daha sonra Eyyubiler ve Selçuklular arasında zaman zaman el değiştirmiştir. Moğol istilasına uğrayan yöre, 1280 yılında Beysari komutasındaki Memluk ordusu Halfeti’yi kuşatmış, ele geçirememiş ancak yağmalamıştır. 1290 yılında Eşref komutasındaki Mısır ordusu Halfeti’yi yeniden ele geçirmiş ve Kal’at-ül Müslimin adını verilmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi (1517) sırasında Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Sular altında kaldıktan sonra
Halfeti
Dünyadan...
ve...
Halfeti Tarihi Binalar
Halfeti tarihi yıllardır geçmişe ve geleceğin bugünün insan insanlarına yılmadan, yıkılmadan ayakta durmayı başardı. Geçmişten günümüze kadar tüm ihtişamıyla hala ayakta durmayı tüm güzelliklerine rağmen başarmış bulunmaktadır.

Geçmişten geriye kalanlar izler...
Yükselen sulardan sonra boşaltılan;yalnızlaştırılan evler...
Eski bir tarihi yerleşim yeri...
Asma köprü
Rum kalesi
Rumkale : M.Ö.855 yılında Asur Kralı III. Salmanassar tarafından zaptedildiği zaman Şitamrat adını taşıyordu. Yunanlılar bunu değiştirerek Urima adını koydular. Süryaniler ise Kal'a Rhomeyta ve Hesna dhe Romaye adlarını kullanmışlardır. Şehir Arapların eline geçtikten sonra Kal'at ül Rum adını almıştır. Il.yüzyılda Bizanslılar Halfeti’ye Romaion Koyla adını vermişlerdir. 1290 yılında Eşref komutasındaki Mısır ordusu Halfeti'yi yeniden elegeçiriyor ve ona Kal'at ül müslimin adını veriyordu. 1516 yılında zamanın akışı değişir. Mercidabık savaşını kazanan Osmanlılar Halfetiyi de ele geçirir. Osmanlılar ilk kez bu dönemde kente Kale-i Zerrin (Altın Kale),
Urumgala ve giderek
Rumkale demeye bu dönemde başlamıştır.
Hz.İsa'nın havarilerinden Jhonnes'in , Roma döneminde Rumkale'de kayadan oyma bir odada İNCİL'in nüshalarını çoğaltığı rivayet edilir. 1113 te III. Grogories Rumkaleye Başpiskoposluk makamını taşıyarak stratejik kimliğinin yanısıra önemli bir dini merkez olmasına da yol açmıştır. 120x200 metre ebatlanndaki dikine kesilerek ulaşılması zorlaştırılan doğal kaya platform üzerine oturtulmuştur. Sur duvarı düzgün kesilmiş kalker kesme taş bloklarıyla inşa edilmiştir. Kalenin kuzey ve doğu surlarında 7 burç yer almaktadır. Güney yönde yer alan kayalık uzantı XII. Yy.da oyularak hendek haline getirilmiştir. Kaleye doğu ve batı yönden olmak üzere iki ana giriş kapısıyla girilmektedir. Batı yöndeki kapıya Merzimen çayı üzerindeki köprüden ulaşılmaktaydı. Kapıdan girildikten sonra doğal kapıya uygun kademeli olarak yapılan burçlara açılan 3 ayrı kapıdan geçilip iç kaleye girilebilmektedir.Fırat nehrine bakan doğu kapısına ancak nehir geçildikten sonra ulaşılabilinmektedir.Böylece kalenin kendine özgü savunma sistemi oluşmuştur.
Rumkale Su Kuyusu: 8 metre genişlik ve 100 metreye yaklaşan yüksekliği ile inanılmaz bir mimariye sahip olan su kuyusunda, kaleden kuyunun dibine inmek için merdivenler yük taşımaya uygun yapılmış olup duvarlardaki akustik günümüzde digital olarak bile elde edilemeyecek güzelliktedir. Bu kuyu aynı zamanda Fırat’a ve suya ulaşmanın en kısa ve doğal yolu olup halen kullanılabilir durumda ve ziyaretçilere açıktır.
Rumkale Su Kuyusu: 8 metre genişlik ve 100 metreye yaklaşan yüksekliği ile inanılmaz bir mimariye sahip olan su kuyusunda, kaleden kuyunun dibine inmek için merdivenler yük taşımaya uygun yapılmış olup duvarlardaki akustik günümüzde digital olarak bile elde edilemeyecek güzelliktedir. Bu kuyu aynı zamanda Fırat’a ve suya ulaşmanın en kısa ve doğal yolu olup halen kullanılabilir durumda ve ziyaretçilere açıktır.
Yöresel Yemekler
Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinde yöresel yemekler arasında Fırat Nehri'nde yakalanan balıklar ve çiğ köfte de yer alıyor. Fırat göl havzası içinde kurulan, tekne lokantalar Fırat Nehri'nden tutulan ve başka sularda bulunamayan ortalama 15 kiloluk Şaput balığını nar çubukları üzerinde pişirip tepsiyle sunuluyor. Halfetili lokantacılar, "Şaput balığının nar çubukları üzerinde pişirilip tepsiyle sunulduğunda, yaşamınızdaki en lezzetli balığı yemenin keyfi ile başlayacaksınız. Halfeti mutfağının doyumsuz lezzetini Şaput balığı ile yaşayacaksınız. Balığın yanı sıra kıyma kebabı, haşhaş kebabı, kemeli kebap, tike kebabı, kazan kebabı, tepsi kebabı, tas kebap, patlıcanlı kebap, soğanlı kebap, domatesli kebap ve cağırtlak kebabı da ayrı bir damak zevkidir. Yöresel baharatlarla terbiye edilen etin Halfeti usulü pişirimi ve sunumu sizi unutamayacağınız lezzetlerle tanıştıracaktır.

VE İŞTE OLMAZSA OLMAZLARDAN
Şanlıurfa Türkiye de Antepfıstığı üretiminde ilk sırada yer alıyor. Yapılan araştırmalara göre Türkiyede yaklaşık 55 milyon fıstık ağacı bulunuyor.
18 milyon fıstık ağacı bulunan Şanlıurfa ‘da Antep fıstığı rekoltesi 25 bin ton, Gaziantep ilinin ise 15 bin ton civarındadır. Antepfıstığı hasatının yapılmaya başlandığı bu günlerde Şanlıurfa İlinin yetiştiricilikteki önemine değinmek için festival düzenlendi.

Halfeti'de gezilecek yerler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)